Kantaron Yağı


Sarı kantaron yağı yapımı

Büyük bir demet kantaron çiçeğinden yaklaşık olarak orta büyüklükte bir kavanoz yağ elde
edebilirsiniz.
İlk olarak çiçekleri iyice yıkayıp, bir gün süreyle kurutmalıyız. Sonrasında çiçekleri ve sapını elimizde parçalara ayırıp bir kavanozun içine atıyoruz. Kavanozu, saf zeytinyağı ile dolduruyoruz ve ağzına bir tülbent koyarak sıkıca kapatıyoruz.
Çiçeklerin özlerini daha kolay bırakabilmeleri için beş gün süreyle güneşte beklettikten sonra kavanozun ağzını kapak ile kapatıp hava ile temasını kesiyoruz. 45 gün boyunca güneşte beklettikten sonra kantaron çiçeği, özünü salacağı için içerideki sıvı koyulaşacaktır. Renk kırmızımsı bir hale döndüğünde yağımız hazır oluyor. Bu noktadan sonra koyu renkli bir şişede güneş görmeyecek şekilde muhafaza ettiğimizde iki ila üç yıl boyunca bozulmadan kullanabileceğimiz bir sarı kantaron yağımız olmakta. Rengi bulanıklaşmaya
başlamadan tüketmek gerekmekte.
Çiçeklenme döneminde bitkinin çiçek ve tomurcukları veya tüm toprak üstü kısımları toplanarak hemen kurutulduktan sonra kullanılır. Avrupa'da uzun süredir ruhsal bozuklukların tedavisinde kullanılan Amerika'da da oldukça popüler bir bitki türüdür. Geçmiş tarihlerde sarı çiçekleri toplanarak güneş ışığı alan bir yerde zeytin yağında bekletilirdi. Bu yağ kırmızı renk aldıktan sonra oluşan merhem yara iyileştirici olarak ve özellikle de yanık yaraları ile yatalak hastalarda oluşan yaralarda tedavi edici olarak kullanılırdı.

Osmanlı döneminde ordular, savaşa çıkarlarken yanlarında, olası kılıç yaralarını çabuk iyileştirebilmek amacıyla kazanlarla sarı kantaron yağı bulundururlardı. Halk arasında kullanılan "kılıç otu” ismi de buradan gelmektedir.
Kullanım alanları
Bitkinin gece beynin pineal bezinden melatonin salınımını artırarak uykuyu güçlendirdiği bildirilmiştir
Hafif ve orta şiddete depresyonlarda alternatif bir antidepresan ilaç olarak önerilmektedir. Bu konudaki birçok otorite bu bitkiyi özellikle menapozun oluşturduğu ruhsal bozuklukları önlemek için uygun bir bitki olarak görmektedir. Antidepresan özelliği hayvan deneylerinde ve çeşitli klinik deneylerde kanıtlanmıştır. Ayrıca, alkol, sigara, nikotin ve kafein gibi maddelerle oluşan bağımlılıkların tedavisinde yararlı olabileceğini gösteren deneysel kanıtlar bulunmaktadır.
Bir çalışma bitkinin düşünsel yoğunlaşmayı artırdığı, kavrama yeteneğini geliştirdiğini rapor etmiştir.Ancak bu etki kuramsaldır.
Halk arasında ishal tedavisinde, romatizmal ağrıların tedavisinde, çocukların gece işemelerinde, gut hastalığının tedavisinde kullanılmıştır.
Antiviral ve antibakteriyel etkileri vardır. Bileşenlerinden olan hiperisinin AIDS hastalığının etkeni olan HIV virüsünün de aralarında olduğu çeşitli virüslere karşı etkinliği deneysel olarak kanıtlanmıştır.
Yapılan araştırmalar sonucu cilt hastalıklarına faydalı etkisi olduğu kanıtlanmıştır. Antienflamatuvar etkisi vardır.
Birçok antienflamatuvar ilaçtan farklı olarak mide üzerinde olumsuz etkilerinin bulunmadığı, hatta ülser tedavisinde de etkili olduğu rapor edilmiştir.
Derinin melanin kaybı ile birlikte giden ve kısmi renk bozuklukları ile karakterize vitiligonun tedavisinde yardımcıdır.
Bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara sebep olabilmektedir.
Halk arasında sarılık hastalığına karşı ve yara iyileştirici olarak kullanılmıştır, bu etkileri deneysel olarak da kanıtlanmıştır. Bitki hakkındaki yoğun araştırmalar hala sürmektedir.
Yan etkiler ve etkileşimleri
Hamilelerde kullanılması yeterli klinik çalışma olmadığı için önerilmez.
Antidepressan kullananların bu bitkisel desteği almadan önce doktora danışmaları gerekmektedir.
İçeriği, kan basıncını etkileyen bir madde olan "tyramine"'i yok eden/azaltan monoamine oxidase proteinini bloke edebildiği için "tyramine" bir anda çok fazlalaşabilir, bu da yüksek tansiyona yol açabilir. Yani yüksek tansiyon sorunu olanlar kesinlikle kullanmasınlar.
Açık tenli kişilerde bitki kullanımı sırasında ışığa karşı hassasiyet oluştuğu için ışıklı ortamlardan sakınmaları önerilir. Veterinerlikle ilgili kaynaklar bitkiyi ışığa karşı duyarlılık oluşturduğu için zehirli otlar sınıfına koyarlar.
Aşırı saç dökülmesine yol açabilir.
Bazı hastalarda sindirim bozukluklarına neden olmuştur.
Çeşitli ilaçlar ile olumlu ya da olumsuz etkileşimleri olabilmektedir. Bu nedenle ilaç tedavisi altındaki hastaların hekimlerine danışmadan bu bitkiyi içeren preparatlar kullanılmamalıdır.
HIV ilaçlarındaki bazı etken maddeler özellikle " efaviranz" sarı kantoron la etkileşime girerek kandaki proteaz inhibitorlerinin seviyesini değiştirebilir. Bu sebeple HIV ilaçları kullananların sarı kantoron kullanmaları sakıncalı olabilir.[1]
Yan etki ve/veya etkileşim durumlarında kullanımı kesmek gerekir. Doğum kontrol haplarını etkisizleştirdiği ve istenmeyen gebeliklere sebep olduğundan doğum kontrol hapı kullananlar tarafından kullanılması sakıncalıdır.
Organ nakli yapmak isteyenler için doku reddine sebep olabilir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar